Hz. Ömer, İslam'ın ikinci halifesi olarak on yıl boyunca Müslümanlara liderlik etmiştir. Onun dönemi, adaletin ve eşitliğin hâkim olduğu bir dönem olarak bilinir.
Bir gece, Hz. Ömer şehirde dolaşırken bir evin içinden ağlama sesleri duydu. İçeri girdiğinde, aç çocuklarını uyutmaya çalışan bir kadın gördü. Kadın, yemek pişiriyormuş gibi yaparak boş tencereyi kaynatıyordu. Hz. Ömer bu duruma çok üzüldü ve hemen evine giderek bir çuval un ve diğer yiyecekleri sırtlayıp o eve geri döndü. Yiyecekleri kendisi pişirdi ve aileye yedirdi.
Başka bir olayda, Bizans İmparatoru'nun elçisi Medine'ye geldiğinde Hz. Ömer'i aramış, ancak onu bulamamıştı. Sonunda, bir ağacın altında uyuyan sade giyimli bir adam görmüştü. Bu kişinin Hz. Ömer olduğunu öğrenince çok şaşırmıştı. Çünkü o, bir imparatorun debdebe içinde yaşaması gerektiğini düşünüyordu.
Hz. Ömer, kendisi için devlet hazinesinden çok az bir maaş alır, sade bir hayat yaşardı. Bir keresinde minberde konuşurken, bir sahabi ayağa kalkarak onu eleştirmiş, Hz. Ömer de bu eleştiriyi kabul ederek hatasını düzeltmişti.
Onun adalet anlayışı o kadar güçlüydü ki, kendi oğlu içki içtiğinde, ona da diğer Müslümanlara uygulanan cezayı uygulamıştı. Kimseye ayrıcalık tanımaz, herkese eşit davranırdı.