"Oruç bir kalkandır. Oruçlu, kötü söz söylemesin ve cahillik yapmasın. Eğer biri kendisiyle dövüşmeye veya sövüşmeye kalkışırsa, 'Ben oruçluyum, ben oruçluyum' desin."
Oruç, İslam'ın beş temel şartından biridir ve Ramazan ayında tutulması farz kılınmıştır. Sözlükte "bir şeyden uzak durmak, kendini tutmak" anlamına gelen oruç, İslami bir terim olarak, imsak vaktinden (tan yerinin ağarmasından) iftar vaktine (güneşin batmasına) kadar yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak durmaktır.
"Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz."
Oruç, sadece yeme ve içmeden uzak durmak değil, aynı zamanda kötü söz ve davranışlardan da uzak durmaktır. Hz. Muhammed (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Kim yalan söylemeyi ve yalanla iş yapmayı bırakmazsa, Allah'ın o kimsenin yemesini içmesini bırakmasına ihtiyacı yoktur."
Oruç, insanın nefsini terbiye etmesi, sabır ve irade gücünü geliştirmesi, açlık ve susuzluğun ne demek olduğunu anlayarak yoksullara karşı merhamet duygusunun artması gibi birçok manevi faydayı içerir.
Ramazan ayında tutulan oruç, toplumsal dayanışma ve yardımlaşma duygularını güçlendirir. Bu ayda verilen fitre ve zekatlar, yapılan hayır ve iyilikler, kurulan iftar sofraları toplumsal bağları kuvvetlendirir ve sosyal adalete katkı sağlar.
Oruç, kişinin kendini disipline etmesini, iradesini güçlendirmesini ve nefsini terbiye etmesini sağlar. Ayrıca, insanın Allah'a olan bağlılığını ve teslimiyetini artırır, takva duygusunu geliştirir.
Ramazan ayı, Kur'an-ı Kerim'in indirilmeye başlandığı aydır. Bu nedenle Ramazan, Müslümanlar için çok özel ve kutsal bir aydır. Bu ayda yapılan ibadetlerin sevabı diğer aylara göre daha fazladır.
Orucun farzları, orucun geçerli olması için yerine getirilmesi gereken temel şartlardır:
Orucun geçerli olması için gereken şartlar şunlardır:
Oruç tutmaya engel durumları olan kişiler (hasta, yolcu, hamile, emziren vb.), iyileştikten veya engelleri kalktıktan sonra tutamadıkları günlerin sayısı kadar oruç tutarak kaza ederler.
İslam'da oruç tutmak, belirli şartları taşıyan Müslümanlara farzdır. Aşağıda kimlere oruç tutmanın farz olduğu ve kimlerin oruç tutmaktan muaf olduğu açıklanmıştır:
Fidye, oruç tutamayacak durumda olan yaşlı ve sürekli hasta kişilerin, tutamadıkları her gün için bir fakiri doyuracak miktarda verdikleri bedeldir. Fidye miktarı, bir kişinin bir günlük normal yemek masrafı kadardır.
Oruç tutarken bazı durumlar orucun bozulmasına neden olur. Bu durumlar, sadece o günkü orucun bozulmasına neden olabileceği gibi, hem orucun bozulmasına hem de kaza ve kefaret gerektiren durumlar olabilir.
Ramazan orucunu bilerek bozan kişi, hem kaza hem de kefaret gerektirir. Kefaret, bir köle azat etmek veya 60 gün aralıksız oruç tutmak veya 60 fakiri doyurmaktır. Günümüzde köle azat etme imkanı olmadığından, 60 gün aralıksız oruç tutmak veya 60 fakiri doyurmak gerekir.
İslam'da farklı türlerde oruçlar vardır. Bunlar farz, vacip, nafile ve mekruh oruçlar olarak sınıflandırılabilir:
Oruç ibadeti, hem manevi hem de fiziksel açıdan birçok fayda sağlar. İslam'da oruç tutmanın faydaları şunlardır:
"Oruç tutunuz ki sıhhat bulasınız."
Kronik hastalığı olanlar, hamileler, emzirenler ve yaşlılar oruç tutmadan önce mutlaka doktorlarına danışmalıdırlar. Sağlık durumu oruç tutmaya uygun olmayanlar, İslam'ın tanıdığı ruhsatlardan faydalanabilirler.
Kur'an-ı Kerim'de oruç ibadeti hakkında birçok ayet bulunmaktadır. Özellikle Bakara Suresi'nin 183-187. ayetlerinde oruç ile ilgili detaylı bilgiler verilmiştir:
"Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz."
"Sayılı günlerde olmak üzere (oruç size farz kılındı). Sizden kim hasta veya yolcu olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar. Oruca gücü yetmeyenler ise bir fakir doyumu fidye verir. Kim gönülden iyilik yaparsa, o kendisi için daha hayırlıdır. Eğer bilirseniz, oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır."
"Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden kim bu aya ulaşırsa onu oruçla geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah'ı yüceltmeniz içindir. Umulur ki şükredersiniz."
"Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helâl kılındı. Onlar sizin için birer elbise, siz de onlar için birer elbisesiniz. Allah sizin kendinize kötülük ettiğinizi bildi ve tövbenizi kabul edip sizi bağışladı. Artık onlara yaklaşın ve Allah'ın sizin için takdir ettiklerini isteyin. Şafağın aydınlığı gecenin karanlığından ayırt edilinceye (tan yeri ağarıncaya) kadar yiyin, için. Sonra da akşama kadar orucu tamamlayın. Mescitlerde itikâfta olduğunuz zamanlarda kadınlarla birleşmeyin. Bunlar Allah'ın koyduğu sınırlardır. Bu sınırlara yaklaşmayın. Allah, kendine karşı gelmekten sakınsınlar diye, âyetlerini insanlara böylece açıklar."
"Şüphesiz Müslüman erkekler ve Müslüman kadınlar, mümin erkekler ve mümin kadınlar, itaatkâr erkekler ve itaatkâr kadınlar, doğru erkekler ve doğru kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, mütevazı erkekler ve mütevazı kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve ırzlarını koruyan kadınlar, Allah'ı çok zikreden erkekler ve zikreden kadınlar var ya; işte Allah, bunlar için bir mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır."
"Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı."
Kur'an-ı Kerim'de oruç ile ilgili ayetler, orucun farz oluşu, kimlerin oruç tutması gerektiği, kimlerin muaf olduğu, orucun zamanı ve sınırları gibi konularda detaylı bilgiler vermektedir. Bu ayetler, İslam'da oruç ibadetinin temel dayanaklarını oluşturmaktadır.
Hz. Muhammed (s.a.v.), oruç ibadeti hakkında birçok hadis-i şerif buyurmuştur. Bu hadisler, orucun fazileti, nasıl tutulması gerektiği ve manevi boyutu hakkında önemli bilgiler içermektedir:
"Kim inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır."
"Oruç bir kalkandır. Oruçlu, kötü söz söylemesin ve cahillik yapmasın. Eğer biri kendisiyle dövüşmeye veya sövüşmeye kalkışırsa, 'Ben oruçluyum, ben oruçluyum' desin."
"Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: Oruç benim içindir ve onun mükâfatını ben vereceğim. Çünkü kulum benim için yemesini, içmesini ve şehvetini terk etmiştir."
"Sahur yemeği yiyiniz. Çünkü sahurda bereket vardır."
"İnsanlar iftar etmekte acele ettikleri sürece hayır üzeredirler."
"Sizden biriniz oruçlu olduğu zaman kötü söz söylemesin, bağırıp çağırmasın. Eğer biri ona söver veya çatarsa, 'Ben oruçluyum' desin."
"Kim Ramazan orucunu tutar, sonra buna Şevval ayından altı gün ilave ederse, bütün yıl oruç tutmuş gibi olur."
"Her aydan üç gün oruç tutmak, bütün yıl oruç tutmak gibidir."
"Şaban ayında oruç tutunuz. Çünkü bu ay, insanların kendisinden gafil oldukları, Recep ile Ramazan arasında kalan bir aydır. Bu öyle bir aydır ki, ameller o ayda âlemlerin Rabbine yükseltilir. Ben de amelimin oruçlu iken yükseltilmesini isterim."
"Nice oruç tutanlar vardır ki, oruçtan nasipleri sadece açlık ve susuzluktur."
"Kim yalan söylemeyi ve yalanla iş yapmayı bırakmazsa, Allah'ın o kimsenin yemesini içmesini bırakmasına ihtiyacı yoktur."
"Cennet'te Reyyan denilen bir kapı vardır ki, kıyamet gününde o kapıdan sadece oruçlular girecektir. O gün başka hiç kimse o kapıdan giremeyecektir. 'Oruçlular nerede?' diye seslenilir. Oruçlular kalkıp o kapıdan girerler. Oruçlular girdikten sonra kapı kapanır ve artık o kapıdan hiç kimse giremez."
Ağızdan alınan ilaçlar orucu bozar. Ancak, hayati önem taşıyan ve kullanılması zorunlu olan ilaçlar söz konusu olduğunda, kişi oruç tutmayabilir ve daha sonra kaza edebilir. Cilde sürülen merhemler, göz ve kulak damlaları, burun spreyleri (boğaza kaçmamak şartıyla) ve iğneler (gıda ve keyif verici özelliği olmayan) orucu bozmaz.
Diş fırçalamak orucu bozmaz. Ancak, diş macununun veya suyun boğaza kaçmamasına dikkat edilmelidir. Eğer diş macunu veya su boğaza kaçarsa, oruç bozulur. Bu nedenle, oruçluyken diş fırçalarken dikkatli olmak gerekir. Misvak kullanmak da orucu bozmaz ve sünnettir.
Kan vermek orucu bozmaz. Ancak, kan vermenin kişiyi zayıf düşüreceği ve oruç tutmayı zorlaştıracağı düşünülüyorsa, kan verme işlemini iftardan sonraya ertelemek daha uygun olabilir.
Denize veya havuza girmek orucu bozmaz. Ancak, su yutmamaya dikkat edilmelidir. Eğer su yutulursa, oruç bozulur. Ayrıca, kulağa su kaçması da orucu bozmaz.
Parfüm veya kolonya kullanmak orucu bozmaz. Ancak, alkol içeren parfüm veya kolonyanın cilde sürülmesi durumunda, ciltten emilim yoluyla vücuda alkol girmesi söz konusu değildir. Bu nedenle, parfüm veya kolonya kullanmak orucu bozmaz.
Sakız çiğnemek orucu bozar. Çünkü sakızdan çıkan tat ve sakızın içindeki maddeler tükürük yoluyla mideye gider. Ayrıca, sakız çiğnemek oruçlu olduğunu unutturabilir ve yeme-içme isteğini artırabilir. Bu nedenle, oruçluyken sakız çiğnememek gerekir.
Dişten gelen kan, tükürükle dışarı atılırsa oruç bozulmaz. Ancak, kan yutulursa oruç bozulur. Bu nedenle, dişten kan geldiğinde, kanı tükürükle dışarı atmak gerekir.
Gusül abdesti almak orucu bozmaz. Ancak, su yutmamaya dikkat edilmelidir. Eğer su yutulursa, oruç bozulur. Ayrıca, kulağa veya buruna su kaçması da orucu bozmaz.
Oruç ve diğer ibadetler hakkında daha detaylı bilgi almak için, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın resmi web sitesini ziyaret edebilir veya müftülüklere başvurabilirsiniz.