Hz. Muhammed (s.a.v.)

Hz. Muhammed (s.a.v.)

Son Peygamber, İslam'ın Müjdecisi

Hz. Muhammed (s.a.v.) Kimdir?

Hz. Muhammed (s.a.v.), İslam dininin peygamberi ve son ilahi elçidir. 571 yılında Mekke'de doğmuş, 632 yılında Medine'de vefat etmiştir. Allah'ın vahyini insanlara iletmek, Kur'an-ı Kerim'i tebliğ etmek ve İslam'ı yaymakla görevlendirilmiştir.

Tam adı Muhammed bin Abdullah bin Abdülmuttalib bin Haşim'dir. Kureyş kabilesinin Haşimoğulları koluna mensuptur. Soyu Hz. İbrahim'in oğlu Hz. İsmail'e dayanır. Annesi Âmine, babası Abdullah'tır. Babası, o daha doğmadan önce bir ticaret yolculuğu sırasında Medine'de vefat etmiştir.

Peygamberimiz, doğumundan önce babasını, altı yaşında annesini, sekiz yaşında ise dedesini kaybetmiştir. Dedesi Abdülmuttalib'in vefatından sonra amcası Ebu Talib'in himayesinde büyümüştür. Çocukluğunda sütannesi Halime'nin yanında çöl hayatı yaşamış, daha sonra Mekke'ye dönmüştür.

Gençliğinde "el-Emin" (güvenilir) lakabıyla tanınmıştır. 25 yaşında, kendisinden 15 yaş büyük olan Hz. Hatice ile evlenmiştir. Bu evlilikten Kasım, Zeynep, Rukiye, Ümmü Gülsüm, Fatıma ve Abdullah adında altı çocuğu olmuştur. Daha sonra Mariye'den İbrahim adında bir oğlu daha dünyaya gelmiştir.

40 yaşında, 610 yılında Hira Mağarası'nda ilk vahiy gelmiş ve peygamberlik görevi başlamıştır. 23 yıl süren peygamberlik döneminde İslam'ı tebliğ etmiş, insanları tevhid inancına davet etmiştir. 622 yılında Mekke'den Medine'ye hicret etmiş, burada İslam devletinin temellerini atmıştır.

Hz. Muhammed (s.a.v.), sadece dini bir lider değil, aynı zamanda devlet başkanı, komutan, eğitimci, aile reisi ve toplum önderi olarak da örnek bir şahsiyet sergilemiştir. Kur'an-ı Kerim'de "üsve-i hasene" (güzel örnek) olarak nitelendirilmiştir.

Aşağıda, Peygamber Efendimiz'in hayatı, önemli hadisleri ve Veda Hutbesi hakkında daha detaylı bilgiler bulabilirsiniz.

Hz. Muhammed'in Hayatı (Siyer)

Doğumu ve Çocukluğu (571-582)

Hz. Muhammed (s.a.v.), 20 Nisan 571 tarihinde Mekke'de dünyaya geldi. Babası Abdullah, o doğmadan önce vefat etmişti. Annesi Âmine, onu altı yaşına kadar büyüttü ve sonra vefat etti. Dedesi Abdülmuttalib'in himayesine girdi, ancak o da iki yıl sonra vefat edince, amcası Ebu Talib'in yanında büyümeye devam etti.

Çocukluğunda sütannesi Halime'nin yanında çöl hayatı yaşadı. Daha küçük yaşlarda dürüstlüğü ve güvenilirliği ile tanındı.

Gençliği ve Evliliği (582-610)

Gençliğinde ticaretle uğraştı ve kervanlarla seyahat etti. Dürüstlüğü ve güvenilirliği nedeniyle "el-Emin" (güvenilir kişi) lakabıyla anıldı. 25 yaşında, kendisinden 15 yaş büyük olan Hz. Hatice ile evlendi. Bu evlilikten altı çocukları oldu: Kasım, Zeynep, Rukiye, Ümmü Gülsüm, Fatıma ve Abdullah.

Mekke toplumundaki adaletsizlikler ve putperestlik onu rahatsız ediyordu. Sık sık Hira Mağarası'na çekilip tefekkür ederdi.

Peygamberliğin Başlangıcı (610-622)

610 yılında, 40 yaşındayken Hira Mağarası'nda ilk vahiy geldi. Cebrail (a.s.) ona "Oku!" emrini verdi ve Alak Suresi'nin ilk beş ayetini vahyetti. Böylece peygamberlik görevi başladı.

İlk Müslümanlar arasında eşi Hz. Hatice, amcasının oğlu Hz. Ali, yakın arkadaşı Hz. Ebu Bekir ve azatlı kölesi Zeyd bin Harise vardı. İslam'ı önce gizlice, sonra açıkça tebliğ etti.

Mekkelilerin baskı ve işkenceleri artınca, bazı Müslümanları Habeşistan'a hicret etmeleri için yönlendirdi. 619 yılında eşi Hz. Hatice ve amcası Ebu Talib'i kaybetti. Bu yıl "Hüzün Yılı" olarak anılır.

620 yılında İsra ve Miraç mucizesi gerçekleşti. 621 ve 622 yıllarında Medinelilerle Akabe Biatları yapıldı ve Medine'ye hicret kararı alındı.

Medine Dönemi (622-632)

622 yılında Mekke'den Medine'ye hicret etti. Bu tarih, İslam takviminin başlangıcı kabul edilir. Medine'de ilk iş olarak Mescid-i Nebevi'yi inşa etti ve Muhacirler ile Ensar arasında kardeşlik bağı kurdu.

624 yılında Bedir Savaşı, 625'te Uhud Savaşı, 627'de Hendek Savaşı gerçekleşti. 628'de Hudeybiye Antlaşması imzalandı. 629'da Mekke'nin fethine hazırlık yapıldı ve 630 yılında Mekke fethedildi.

Medine'de İslam devletinin temellerini attı, sosyal ve ekonomik düzenlemeler yaptı, komşu devletlere İslam'a davet mektupları gönderdi.

Veda Haccı ve Vefatı (632)

632 yılında Veda Haccı'nı gerçekleştirdi ve meşhur Veda Hutbesi'ni irad etti. Bu hutbede insanlığa son mesajlarını verdi, insan hakları, kadın hakları ve sosyal adalet konularında önemli ilkeler belirledi.

Veda Haccı'ndan yaklaşık üç ay sonra, 8 Haziran 632 tarihinde, 63 yaşında Medine'de vefat etti. Vefat ettiği odaya defnedildi, bu yer bugün Mescid-i Nebevi'nin içindedir.

Hz. Muhammed'in Özellikleri

Hz. Muhammed (s.a.v.), orta boylu, geniş omuzlu, gür ve siyah saçlı, iri siyah gözlü, geniş alınlı, hafif kıvırcık saçlı, güzel yüzlü bir insandı. Konuşması tatlı ve açıktı. Güler yüzlü, mütevazı ve şefkatliydi.

Fiziksel özellikleri yanında, ahlaki meziyetleri ile de insanlığa örnek olmuştur. Doğruluk ve dürüstlüğü ile tanınmış, hiçbir zaman yalan söylememiştir. Emanete son derece riayet eder, kendisine bırakılan emanetleri mutlaka sahibine teslim ederdi. Müşrikler bile değerli eşyalarını ona emanet ederlerdi.

Cömertliği ile meşhurdu. Kendisi için biriktirmez, eline geçeni ihtiyaç sahiplerine dağıtırdı. Mütevazı bir hayat sürer, lüks ve israftan kaçınırdı. Kendi işini kendisi görür, ev işlerinde ailesine yardım ederdi.

Merhameti sınırsızdı. Sadece insanlara değil, hayvanlara ve tüm yaratılmışlara karşı merhametliydi. Çocuklara karşı sevgi dolu davranır, onlarla ilgilenir ve şakalaşırdı. Kadınlara değer verir, onların haklarını korurdu.

Sabır ve metanet timsaliydi. En zor durumlarda bile sabrını korur, Allah'a tevekkül ederdi. Affediciliği ile tanınırdı. Kendisine yapılan kötülükleri affeder, intikam peşinde koşmazdı.

İbadetlerinde son derece titiz ve devamlıydı. Geceleri uzun süre namaz kılar, çokça dua ederdi. Oruç tutmayı sever, özellikle Pazartesi ve Perşembe günleri nafile oruç tutardı.

Ahlaki özellikleri arasında dürüstlük, güvenilirlik, cömertlik, merhamet, adalet, sabır, cesaret ve tevazu öne çıkardı. Kur'an-ı Kerim'de "Sen büyük bir ahlak üzeresin" (Kalem Suresi, 4) buyurularak övülmüştür.

Hz. Muhammed'in Önemli Hadisleri

Hz. Muhammed (s.a.v.)'in hadisleri, İslam'ın ikinci temel kaynağıdır ve Müslümanların hayatlarını düzenlemede rehberlik eder. İşte Peygamber Efendimiz'in en önemli hadislerinden bazıları:

İman ve İhsan

"İman, Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kadere, hayır ve şerrin Allah'tan olduğuna inanmandır. İhsan ise, Allah'ı görüyormuşsun gibi ibadet etmendir. Sen O'nu görmesen de, O seni görmektedir."

Kaynak: Müslim, İman, 1
Müslümanın Tanımı

"Müslüman, elinden ve dilinden diğer Müslümanların güvende olduğu kimsedir. Mümin de, insanların canları ve malları konusunda kendisine güvendiği kimsedir."

Kaynak: Tirmizî, İman, 12
Komşuluk Hakkı

"Cebrail bana komşu hakkında o kadar çok tavsiyede bulundu ki, neredeyse komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim."

Kaynak: Buhârî, Edeb, 28
İyilik ve Kötülük

"İyilik, ahlakın güzelliğidir. Kötülük ise içini huzursuz eden ve insanların bilmesini istemediğin şeydir."

Kaynak: Müslim, Birr, 14
Adalet

"İnsanlar arasında hüküm verdiğiniz zaman adaletle hükmedin."

Kaynak: Nisâ Suresi, 58
Merhamet

"Merhamet etmeyene merhamet olunmaz."

Kaynak: Buhârî, Edeb, 18
İlim

"İlim öğrenmek her Müslümana farzdır."

Kaynak: İbn Mâce, Mukaddime, 17
Dua

"Dua ibadetin özüdür."

Kaynak: Tirmizî, Dua, 1
Kardeşlik

"Sizden biriniz, kendisi için istediğini kardeşi için de istemedikçe gerçek mümin olamaz."

Kaynak: Buhârî, Îmân, 7
Tebessüm

"Kardeşine gülümsemen sadakadır."

Kaynak: Tirmizî, Birr, 36
Öfke Kontrolü

"Güçlü kimse, güreşte rakibini yenen değil, öfke anında kendisine hâkim olabilen kimsedir."

Kaynak: Buhârî, Edeb, 76
Komşuluk

"Komşusu açken tok yatan bizden değildir."

Kaynak: Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, XII, 154
Anne Sevgisi

"Cennet annelerin ayakları altındadır."

Kaynak: Nesâî, Cihâd, 6

Veda Hutbesi

Hz. Muhammed (s.a.v.), 632 yılında gerçekleştirdiği Veda Haccı sırasında, Arafat'ta yaklaşık 124.000 Müslümana hitaben yaptığı konuşmadır. Bu hutbe, insanlık için evrensel bir insan hakları beyannamesi niteliğindedir.

Veda Hutbesi'nin Tam Metni

"Ey insanlar! Sözümü iyi dinleyiniz! Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım.

İnsanlar! Bugünleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl mübarek bir şehir ise, canlarınız, mallarınız, namuslarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecavüzden korunmuştur.

Ashabım! Muhakkak Rabbinize kavuşacaksınız. O da sizi yaptıklarınızdan dolayı sorguya çekecektir. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsin! Olabilir ki bildirilen kimse, burada bulunup da işitenden daha iyi anlayarak muhafaza etmiş olur.

Ashabım! Kimin yanında bir emanet varsa onu sahibine versin! Faizin her çeşidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Lâkin borcunuzun aslını vermeniz gerekir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. Allah'ın emriyle faizcilik artık yasaktır. Cahiliyetten kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım faiz de Abdulmuttalib'in oğlu (amcam) Abbas'ın faizidir.

Ashabım! Cahiliye devrinde güdülen kan davaları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalib'in torunu (amcazadem) Rebia'nın kan davasıdır.

İnsanlar! Bugün şeytan, sizin şu topraklarınızda yeniden nüfuz ve saltanatını kurmak gücünü ebedi surette kaybetmiştir. Fakat siz, bu kaldırdığım şeyler dışında, küçük gördüğünüz işlerde ona uyarsanız bu onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakınınız!

İnsanlar! Kadınların haklarına riayet etmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah'ın emaneti olarak aldınız; onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helâl edindiniz. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki hakkınız, onların, aile yuvasını sizin hoşlanmadığınız hiçbir kimseye çiğnetmemeleridir. Eğer razı olmadığınız herhangi bir kimseyi aile yuvanıza alırlarsa, onları hafifçe dövüp sakındırabilirsiniz. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, meşru örf ve âdete göre yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir.

Mü'minler! Size bir emanet bırakıyorum ki, ona sıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanet Allah'ın kitabı Kur'an'dır. Mü'minler! Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman Müslümanın kardeşidir, böylece bütün Müslümanlar kardeştir. Din kardeşinize ait olan herhangi bir hakka tecavüz başkasına helâl değildir. Meğer ki gönül hoşluğu ile kendisi vermiş olsun.

Ashabım! Nefsinize zulmetmeyiniz! Nefsinizin de sizin üzerinizde hakkı vardır.

İnsanlar! Cenab-ı Hak, her hak sahibine hakkını (Kur'an'da) vermiştir. Vârise vasiyet etmeye lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir. Zina eden için mahrumiyet vardır. Babasından başkasına ait soy iddia eden soysuz, yahut efendisinden başkasına intisaba kalkan nankör, Allah'ın gazabına, meleklerin lânetine ve bütün Müslümanların bedduasına uğrasın! Cenab-ı Hak, bu gibi insanların ne tövbelerini, ne de adalet ve şehadetlerini kabul eder.

İnsanlar! Rabbiniz birdir, babanız da birdir; hepiniz Âdem'in çocuklarısınız. Âdem ise topraktandır. Allah yanında en kıymetli olanınız, takvaca en ileri olanınızdır. Arab'ın Arab olmayana -takva dışında- bir üstünlüğü yoktur.

İnsanlar! Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz?

Sahabe-i Kiram hep birden şöyle dediler: "Allah'ın elçiliğini tebliğ ettin, görevini hakkıyla yerine getirdin, bize vasiyet ve nasihatte bulundun, diye şehadet ederiz!"

Bunun üzerine Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.) şehadet parmağını göğe doğru kaldırdılar, sonra da cemaatin üzerine çevirip indirdiler ve şöyle buyurdular: "Şahit ol ya Rab! Şahit ol ya Rab! Şahit ol ya Rab!"

Veda Hutbesi'nin Önemi

Veda Hutbesi, Hz. Muhammed (s.a.v.)'in insanlığa son mesajı olarak kabul edilir. Bu hutbede insan hakları, kadın hakları, adalet, eşitlik, kardeşlik gibi evrensel değerler vurgulanmıştır.

Hutbede ırkçılık reddedilmiş, insanlar arasında üstünlüğün sadece takva ile olabileceği belirtilmiştir. Ayrıca can, mal ve namus dokunulmazlığı, emanete riayet, faizin yasaklanması, kan davalarının kaldırılması gibi önemli ilkeler de yer almıştır.